Beyrut'ta Bir İlk : Osmanlı Arşivinde Lübnan Sempozyumu

Yazıcı-dostu sürüm

          Beyrut Yunus Emre Enstitüsü, T.C. Beyrut Büyükelçiliği, Beyrut TİKA Koordinatörlüğü ve Kaslik Üniversitesi ile iş birliği halinde düzenlediği ‘Osmanlı Arşivinde Lübnan Sempozyum’u ile bulunduğu coğrafyada bir ilke imza attı.

           Beyrut Yunus Emre Enstitüsü’nün; Kaslik Üniversitesine bağlı Phoenix Lübnan Araştırmaları Merkezi, T.C. Beyrut Büyükelçiliği, Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Beyrut Tika Koordinatörlüğü ile 28-30 Eylül 2015 tarihleri arasında Kaslik Üniversitesinde gerçekleştirdiği sempozyum açış konuşmaları ile başladı. Açılışta özellikle Phoenix Lübnan Araştırmaları Merkezi Müdürü Joseph Moukarzel’in Osmanlı arşivlerinin Lübnan tarihindeki önemini vurguladığı konuşmasında dikkat çektiği “Osmanlı arşivleri araştırılmadan, Osmanlı tarihi okumadan ve Osmanlıca bilmeden yazılan Lübnan tarihinin eksiklikleri ve yanlılığı” hususlarındaki haklı ifadeleri katılımcılardan büyük takdir gördü. Moukarzel sözlerine "Bazı tarihçilerin kendi davalarını, mensubu bulundukları grupları ve onların ideolojilerini desteklemek için art niyetle yazdıkları tarihin Osmanlı arşivleri incelenmeden yazıldığı için kabul edilemez olduğu” şeklinde devam etti ve konuşmasını Kaslik Üniversitesi bünyesinde bulunan Lübnan Araştırmaları Merkezinin, Osmanlı arşivleri ile eş güdümlü olarak çalışarak bu alana hizmet etmek istediğini belirterek ve bu hususta kendilerine desteğini esirgemeyen Beyrut Yunus Emre Enstitüsü’ne teşekkürlerini sunarak bitirdi. Konuşmasında sempozyumun Lübnan’ın tarihi ve kimliği açısından büyük öneme sahip olduğunu ifade eden ve tarafsız bir tarih yazılması noktasında Joseph Moukarzel’in görüşlerine katıldığını dile getiren T.C. Beyrut Büyükelçisi Sayın Çağatay Erciyes, Kaslik Üniversitesi’nin bu alanda yapacağı tüm çalışmaları destekleyeceğini belirtti. Konuşmasına alanında ilk kez gerçekleştirilen bu konferansın önemini vurgulayarak başlayan Beyrut Yunus Emre Enstitüsü Müdürü Cengiz Eroğlu, Osmanlı arşivlerinin dünyanın en kapsamlı birkaç arşivinden biri olduğunu ve çok sayıda araştırmacının arşiv bünyesinde bilimsel araştırma yapabildiğini belirtti. Eroğlu son yıllarda Türkiye’nin emin adımlarla ilerleyişinin arşivlerini doğru ve amacına uygun şekilde değerlendirmesi ile mümkün hale geldiğini belirtti. Ayrıca Osmanlı arşivlerinin sadece Türkiye için değil Osmanlı bakiyesi kırka yakın ülke için de büyük önem taşıdığını ve bu ülkelerin araştırmacılarının da arşivlerden faydalanabildiğini sözlerine ekledi. Bölgesel ve küresel tarihin Osmanlı arşivleri göz önüne alınmadan yazılması durumunda eksik ve mesnetsiz olacağının altını çizen Eroğlu Osmanlı arşivleri dakik bir şekilde incelendiği takdirde günümüzde hala tartışma konusu olan I. Dünya Savaşı sırasında vuku bulmuş açlık ve tehcir gibi konulara da açıklık getirilebileceğini önemle vurguladı. Eroğlu sözlerini tarih bilimi arşivlerin dikkatle incelenmemesi ve oryantalistlerin özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısında arşivleri bilimden uzak, yanlı ve keyfi şekilde değerlendirmeleri nedeniyle bu bilim dalının siyasi çalkantılardan olumsuz etkilendiğini belirterek bitirdi. Konuşmaların ardından Lübnan konulu fotoğraf, harita ve çeşitli tarihlerde yazılmış birçok belgenin bulunduğu sergi açıldı. Faalityet serginin gezilmesinin ardından Osmanlı Arşivi Daire Başkanı Dr. Önder Bayır, Milli Savunma Bakanlığı Arşiv Uzmanı Sadık Emre Karakuş, Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yunus Koç, Fırat Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enver Çakar, Fırat Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Öztürk, Fırat Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kürşat Çelik ve Mustafa Kemal Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Oğuzhan Samıkıran’ın yaptıkları sunum ve konuşmalarla devam etti.

             Sempozyum kapsamında sunulan bildirilerin ve oturumların münazara bölümlerinin kitap haline getirilecektir. Lübnan konulu fotoğraf, harita ve belgelerden oluşan sergi de 9 Ekim’e kadar ziyarete açık olacaktır.